She dreamt about wild jaguars.
- Vahşi Jaguarlar hakkında rüya gördü.
I dreamt a strange dream.
- Garip bir rüya gördüm.
My little brother says that he had a dreadful dream last night.
- Küçük erkek kardeşim dün gece korkunç bir rüya gördüğünü söylüyor.
Mary had a dream that she won the lottery.
- Mary piyango kazandığına dair bir rüya gördü.
Tom dreamed about Mary.
- Tom Mary hakkında rüya gördü.
She dreamed a happy dream last night.
- O dün gece mutlu bir rüya gördü.