He is immediately above me in rank.
- Rütbe olarak hemen üzerimdedir.
He holds the rank of colonel.
- O, albay rütbesine sahiptir.
His grandfather was a soldier of high degree.
- Onun büyük babası yüksek rütbeli bir askerdi.
He's quite philosophical about his demotion.
- O rütbe indirme hakkında oldukça felsefi.