Kent etkinlikle doluydu.
- The town was full of activity.
Siyasal etkinlikte bulunmak için zamanım yok.
- I have no time to engage in political activity.
O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
- She devoted herself to the volunteer activity.
Okumak iyi bir faaliyettir.
- Reading is a good activity.
Favori kış etkinliğin nedir?
- What's your favorite winter activity?
Favori yaz etkinliğin nedir?
- What's your favorite summer activity?
Tom hiçbir beyin aktivitesi işareti göstermiyor.
- Tom is showing no signs of brain activity.
Tatoeba, yalnızca imajını kötülemek ve faaliyetini aşağılamak isteyenleri işbirlikçi olarak kabul etmemeli.
- Tatoeba should not admit as collaborators those who only wish to denigrate its image and demean its activity.