Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum.
- I wanna find something like that.
Bunun gibi bir şey yapmalıyız.
- We should make something like that.
Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
- Never have I heard anyone say a thing like that.
Ben asla öyle bir şey söylemezdim.
- I'd never say something like that.
Benimle o şekilde konuşma hakkını sana kim veriyor?
- What gives you the right to talk to me like that?
Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın.
- If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.
Senin böyle bir şey yapman alışılmadık bir durum.
- It's unusual for you to do something like that.
Sen benimle nasıl böyle konuşabilirsin?
- How dare you speak to me like that?
He was playing in the yard and, then, like that, he was gone.