Zaman çabucak geçiyor.
- Time passes by quickly.
Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
- Let's complete this picture quickly.
Onlar hızla evlerini terk ettiler.
- They left their house quickly.
O, hızla yaşlanıyordu.
- She was aging quickly.
Yiyecekler sıcak havada hızlıca bozulur.
- Food spoils quickly in hot weather.
Umarım İspanyolcam hızlıca gelişir.
- I hope my Spanish improves quickly.
Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu.
- At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.
O, şık bir şekilde giyinmişti.
- She's smartly dressed.
Birinci Dünya Savaşı, çabuk ve kolay sona ermedi.
- World War One did not end quickly or easily.
Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var.
- I need it as quickly as possible.
Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu.
- At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.
Çin'in hızla geliştiğini anlamak için geldim ancak Çin halkı nispeten acelesiz bir hayat yaşıyor.
- I have come to realize that China is developing quickly but the Chinese people live a relatively leisurely life.
Çok hızlı şekilde hareket etmek zorundayız.
- We have to move very quickly.
Biz onu oldukça hızlı şekilde onardık.
- We fixed that pretty quickly.
Koşabildiğim kadar hızlı koştum.
- I ran as quickly as I could.
Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
- My elder brother finished his homework very quickly.
... In my last 1 and 1/2 minutes, I'm going to just quickly run ...
... done if you can reinvent yourself quickly. ...