quickly.

listen to the pronunciation of quickly.
English - Turkish
çabucak

Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir. - Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.

Çabucak aşağıya gelip gelemiyeceğini içhaberleşmede ona sorduk. - We asked him on the interphone if he could come downstairs quickly.

hızla

O hızla hareket etti ve yangını söndürdü. - He acted quickly and put out the fire.

Onlar hızla evlerini terk ettiler. - They left their house quickly.

süratle
hızlıca

Yiyecekler sıcak havada hızlıca bozulur. - Food spoils quickly in hot weather.

Hastalığın hızlıca yayılmasını önlemek kolay bir görev değildi. - To prevent the disease from spreading quickly was not an easy task.

tez
aceleyle

Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu. - At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.

şipşak
smartly
şık

O, şık bir şekilde giyinmişti. - She's smartly dressed.

quickly
çabuk

Onu elimden geldiği kadar çabuk bitireceğim. - I'll finish it as quickly as I can.

Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var. - I need it as quickly as possible.

smartly
akıllıca uyanıkça zevkli etkili
quickly
acele

Çin'in hızla geliştiğini anlamak için geldim ancak Çin halkı nispeten acelesiz bir hayat yaşıyor. - I have come to realize that China is developing quickly but the Chinese people live a relatively leisurely life.

Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu. - At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.

quickly
yel gibi
quickly
şıp diye
quickly
hızlı şekilde

Biz onu oldukça hızlı şekilde onardık. - We fixed that pretty quickly.

Ses çok hızlı şekilde hareket eder. - Sound travels very quickly.

quickly
hızlı

Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun. - This survey is too long to finish quickly.

İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı. - The Senate acted quickly to approve the treaty with Britain.

swith
SWIFT
quickly.

    Hyphenation

    quick·ly

    Videos

    ... chops back pretty quickly. ...
    ... done if you can reinvent yourself quickly. ...
Favorites