Çocuk çabucak öğreniyor.
- The child is learning quickly.
Zaman çabucak geçiyor.
- Time passes by quickly.
O, hızla yaşlanıyordu.
- She was aging quickly.
Tartışma hızla kontrolden çıktı.
- The argument quickly got out of control.
Yiyecekler sıcak havada hızlıca bozulur.
- Food spoils quickly in hot weather.
Yeni duruma hızlıca uyum sağladı.
- He quickly adjusted to the new situation.
Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu.
- At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.
O, şık bir şekilde giyinmişti.
- She's smartly dressed.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Lütfen mümkün olduğunca çabuk eve gel.
- Please come home as quickly as possible.
Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu.
- At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.
Çin'in hızla geliştiğini anlamak için geldim ancak Çin halkı nispeten acelesiz bir hayat yaşıyor.
- I have come to realize that China is developing quickly but the Chinese people live a relatively leisurely life.
Ses çok hızlı şekilde hareket eder.
- Sound travels very quickly.
Çok hızlı şekilde hareket etmek zorundayız.
- We have to move very quickly.
İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı.
- The Senate acted quickly to approve the treaty with Britain.
Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.
- Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.
... done if you can reinvent yourself quickly. ...
... decisions very quickly. ...