quickly.

listen to the pronunciation of quickly.
English - Turkish
çabucak

Zaman çabucak geçiyor. - Time passes by quickly.

Çocuk çabucak öğreniyor. - The child is learning quickly.

hızla

O, hızla yaşlanıyordu. - She was aging quickly.

Onlar hızla evlerini terk ettiler. - They left their house quickly.

süratle
hızlıca

Hastalığın hızlıca yayılmasını önlemek kolay bir görev değildi. - To prevent the disease from spreading quickly was not an easy task.

Yiyecekler sıcak havada hızlıca bozulur. - Food spoils quickly in hot weather.

tez
aceleyle

Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu. - At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.

şipşak
smartly
şık

O, şık bir şekilde giyinmişti. - She's smartly dressed.

quickly
çabuk

Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var. - I need it as quickly as possible.

Lütfen mümkün olduğunca çabuk eve gel. - Please come home as quickly as possible.

smartly
akıllıca uyanıkça zevkli etkili
quickly
acele

Biz hepimiz öleceğiz, bazılarımız çabucak, diğerleri acele etmeyecek. - We will all die, some quickly, others will take their time.

Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu. - At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.

quickly
yel gibi
quickly
şıp diye
quickly
hızlı şekilde

Tom elinden geldiği kadar hızlı şekilde merdivene tırmandı. - Tom climbed up the ladder as quickly as he could.

Ses çok hızlı şekilde hareket eder. - Sound travels very quickly.

quickly
hızlı

Koşabildiğim kadar hızlı koştum. - I ran as quickly as I could.

İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı. - The Senate acted quickly to approve the treaty with Britain.

swith
SWIFT
quickly.

    Hyphenation

    quick·ly

    Videos

    ... what we all are using quickly make it down to those levels. ...
    ... Last point quickly-- ...
Favorites