Zaman çabucak geçiyor.
- Time passes by quickly.
Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.
- Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.
O, hızla yaşlanıyordu.
- She was aging quickly.
Onlar hızla evlerini terk ettiler.
- They left their house quickly.
Umarım İspanyolcam hızlıca gelişir.
- I hope my Spanish improves quickly.
Yeni duruma hızlıca uyum sağladı.
- He quickly adjusted to the new situation.
Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu.
- At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.
O, şık bir şekilde giyinmişti.
- She's smartly dressed.
Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var.
- I need it as quickly as possible.
Lütfen mümkün olduğunca çabuk eve gel.
- Please come home as quickly as possible.
Biz hepimiz öleceğiz, bazılarımız çabucak, diğerleri acele etmeyecek.
- We will all die, some quickly, others will take their time.
Çin'in hızla geliştiğini anlamak için geldim ancak Çin halkı nispeten acelesiz bir hayat yaşıyor.
- I have come to realize that China is developing quickly but the Chinese people live a relatively leisurely life.
Ses çok hızlı şekilde hareket eder.
- Sound travels very quickly.
Biz onu oldukça hızlı şekilde onardık.
- We fixed that pretty quickly.
Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
- My elder brother finished his homework very quickly.
Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun.
- This survey is too long to finish quickly.
... and over again really, really quickly, and all of the other ...
... quickly we would like to check it's unchanged, and the need ...