quarter; region; district; usually in the plural

listen to the pronunciation of quarter; region; district; usually in the plural
English - Turkish

Definition of quarter; region; district; usually in the plural in English Turkish dictionary

part
parça

Anne pastayı üç parçaya böldü. - Mother divided the cake into three parts.

Müzik, hayatımın önemli bir parçasıdır. - Music is an important part of my life.

part
kısım

Bu teori üç kısımdan oluşur. - This theory consists of three parts.

Onun bazı kısımları üzerinde anlaşamadı. - They could not agree on some parts of it.

part
taraf

Her iki taraf savaşa karşı çıktı. - Both parties opposed war.

Polis onu suçun bir taraftarı olarak görüyordu. - The police regarded him as a party to the crime.

part
kısmen

Üzgünüm. Ben bunun için kısmen sorumluyum. - I'm sorry. I'm partly responsible for it.

Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti. - Tom admitted that it was partially his fault.

part
yarı

Yarın akşam bir partimiz var. - We have a party tomorrow evening.

Yarın partiye gelecekmisin? - Will you come to the party tomorrow?

part
ekseriya
part
görev

Görevimi yapmayı planlıyorum. - I plan on doing my part.

Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum. - I try to do my part to help the community.

part
yan

Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi? - Who was at the party beside Jack and Mary?

Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum. - The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.

part
{f} ayır

Parti için sandalyeler ayırtıldı. - The seats were reserved for the party.

İş ortakları olarak on yıl sonra, yollarını ayırmaya karar verdiler. - After ten years as business partners, they decided to part ways.

part
fasıl
part
ayrılmak

Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu. - No one was in a hurry to leave the party.

O, evinden ayrılmak istemedi. - He didn't want to part with his house.

part
{f} parçalanmak, ayrılmak; bölünmek
part
{f} tarakla ayırmak
part
(ial) parça (lı), kısmi
part
(fiil) ayırmak, tarakla ayırmak, ayrılmak, kopmak, elden çıkarmak
part
{i} parça, bölüm, kısım
part
{i} katkı. z. kısmen
part
{i} hisse, pay
English - English
part
quarter; region; district; usually in the plural
Favorites