English - Turkish
Definition of quality or state of being wild; wildness in English Turkish dictionary
- wilderness
- {i} kalabalık
- wilderness
- {i} sahra
- wilderness
- {i} bakımsız bahçe
- wilderness
- {i} el değmemiş yer
- wilderness
- kırlar
- wilderness
- (Çevre) yabani ve gelişmemiş bölge
- wilderness
- yaban hayat
- wilderness
- kır
- wilderness
- çöl
Çölde tek başına hayatta kalabilir misin?
-Could you survive alone in the wilderness?
- wilderness
- yığın
- wilderness
- ekilmemiş boş arazi
- wilderness
- vahşi doğa
Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
-Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
Sami, Kanada'nın geniş, vahşi doğasında yürüyüşe bayılıyordu.
-Sami loved hiking in the vast Canadian wilderness.
- wilderness
- el değmemiş bölge
- wilderness
- şaşırtıcı kalabalık veya yığın
- wilderness
- boşluk
- wilderness
- {i} ıssız yer/bölge, kırlar
Related Terms
English - English
Definition of quality or state of being wild; wildness in English English dictionary
- wilderness
quality or state of being wild; wildness
Hyphenation
qua·li·ty or state of be·ing wild; wild·nessPronunciation
Resimler
Favorites