O, iş için kalifiye değil.
- He is not qualified for the job.
Bir İngilizce öğretmeni olarak kalifiyedir.
- He is qualified as an English teacher.
Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
- It will take her at least two years to be qualified for that post.
Sizce bu iş için nitelikli miyim?
- Do you think I'm qualified for that job?
Daha vasıflı olduğumu düşünmüyor musun?
- Don't you think I'm more qualified?
Tom bu iş için Mary kadar vasıflı değil.
- Tom isn't as qualified for the job as Mary is.
Guatemala bir defasında muz cumhuriyeti olarak nitelendirilmişti.
- Guatemala was once qualified as a banana republic.
O bir doktor olarak nitelendirilir.
- He is qualified as a doctor.
Guatemala bir defasında muz cumhuriyeti olarak nitelendirilmişti.
- Guatemala was once qualified as a banana republic.