puzzle, riddle; puzzling person or thing

listen to the pronunciation of puzzle, riddle; puzzling person or thing
English - Turkish

Definition of puzzle, riddle; puzzling person or thing in English Turkish dictionary

enigma
{i} gizem

Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece. - Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma.

Onun söylediği benim için bir gizemdi. - What she said was an enigma to me.

enigma
muamma

Bazen kendime bir muammayım. - Sometimes I am an enigma to myself.

Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece. - Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma.

enigma
anlaşılmaz şey
enigma
{i} esrar

Mona Lisa'nın esrarengiz bir gülümsemesi var. - The Mona Lisa has an enigmatic smile.

enigma
{i} anlaşılmaz kimse
enigma
{i} bilmece

Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece. - Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma.

English - English
{i} enigma
puzzle, riddle; puzzling person or thing
Favorites