Bu gürültüye katlanmak zorunda olmamalıyım.
- I shouldn't have to put up with this noise.
Anladığım kadarıyla gökkuşağı görmek istiyorsanız yağmura katlanmak zorundasınız.
- The way I see it, if you want the rainbow, you gotta put up with the rain.
Tom ile birlikte yaşamak zor.
- Tom is hard to live with.
Tom ile birlikte yaşamak kolay.
- Tom is easy to live with.
I put up with a lot of nonsense, but this is too much.