Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.
- Everybody knew that she was being pushy.
Benim saldırgan olduğumu düşündüğüne inanamıyorum.
- I can't believe you think I'm pushy.
O daha az rahatsız edici olmaya çalıştı.
- He tried to be less obtrusive.
Parents are ruining school sports days by being pushy and overbearing, a survey suggests. BBC.