pushing, thrusting, driving; moving forward, propelling forward

listen to the pronunciation of pushing, thrusting, driving; moving forward, propelling forward
English - Turkish

Definition of pushing, thrusting, driving; moving forward, propelling forward in English Turkish dictionary

propellant
uzay gemisini uçuran yakıt
propellant
ileri iten
propellant
SEVK MADDESİ; SEVK BARUTU: Bir şeyi sevk için enerji sağlayan madde; özellikle bir hafif silah mermisini, top mermisini veya benzeri şeyleri sevk etmeye mahsus bir infilak maddesi; roket veya benzeri şeyleri sevk etmeye mahsus; toz veya sıvı halde bir yakıt
propellant
püskürtücü
propellant
kurşunu veya uzay gemisini ileri süren kuvvet
propellant
ilerleyebilen
propellant
{i} uzay gemişi yakıtı
propellant
{i} itici güç
propellant
(Askeri) SEVK MADDESİ; SEVK BARUTU: Bir şeyi sevk için enerji sağlayan madde; özellikle bir hafif silah mermisini, top mermisini veya benzeri şeyleri sevk etmeye mahsus bir infilak maddesi; roket veya benzeri şeyleri sevk etmeye mahsus; toz veya sıvı halde bir yakıt
propellant
ileriye sevkedici şey
propellent
{s} itici şey
propellent
{s} itici
propellent
ileriye sevkedici şey
propellent
sevkedici
propellent
(Askeri) SEVK EDİCİ: Bir sevk barutu gibi, bazı şeyleri sevk etmede kullanılan
propellent
yürütücü
propellent
itilebilen
English - English
{s} propellent
{s} propellant
pushing, thrusting, driving; moving forward, propelling forward
Favorites