Bilim, iyi ve kötü amaçlar için kullanılabilir.
- Science can be used for good or evil purposes.
Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
- Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
Oda bu amaç için gayet uygun.
- The room is perfectly suitable for this purpose.
Pek çok insan amaçsızca hayatın içinde sürükleniyor.
- Many people drift through life without a purpose.
Araştırma amaçları için bir oda ayırın.
- Allocate a room for research purposes.
Çok sayıda öğrenci müzik eğitimi yapmak amacıyla Avrupa'ya gider.
- Many students go to Europe for the purpose of studying music.
Ziyaretinizin amacı nedir?
- What's the purpose of your visit?
Yolculuğunun amacı nedir?
- What's the purpose of your trip?
Palyaço kasıtlı olarak düştü.
- The clown fell down on purpose.
Susan, öfkesini göstermek için kasıtlı olarak tabak kırdı.
- Susan broke the dish on purpose to show her anger.
Bunu mahsus yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
- No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
Bunu kasten yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!
Bunu kasten yaptın, değil mi?
- You did this on purpose, didn't you?
We are working at cross purposes here, if you're trying to reduce the count and I'm trying to increase it.
This fire-resistant material is a perfect electrical insulator for all intensive purposes.
This treaty is for all intents and purposes no longer viable.
This treaty is to all intents and purposes no longer viable.
... One of the purposes is to understand the mechanism of ...
... with four purposes. ...