Oda bu amaç için gayet uygun.
- The room is perfectly suitable for this purpose.
Araştırma amaçları için bir oda ayırın.
- Allocate a room for research purposes.
Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
- Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
O, resim eğitimi amacıyla Paris'e gitmeye karar verdi.
- He decided to go to Paris for the purpose of studying painting.
Ziyaretinizin amacı nedir?
- What is the purpose of your visit?
Palyaço kasıtlı olarak düştü.
- The clown fell down on purpose.
Biz kasıtlı olarak onun sırasını atladık.
- We skipped his turn on purpose.
Bunu mahsus yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
- No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
Çocuk kasten ayağıma bastı.
- The boy stepped on my foot on purpose.
Bunu kasten yaptın, değil mi?
- You did this on purpose, didn't you?
Yolculuğunun amacı nedir?
- What's the purpose of your trip?
Onu bile bile yaptın.
- You did that on purpose.
Onu bile bile yaptın, değil mi?
- You did that on purpose, didn't you?
Çocuk kasten ayağıma bastı.
- The boy stepped on my foot on purpose.
Bunu kasten yaptın, değil mi?
- You did this on purpose, didn't you?
Bilerek onun hislerini incittim.
- I hurt her feelings on purpose.
Tom onu bilerek yaptı.
- Tom did it on purpose.
Bunu mahsus yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!
Tom bilerek son sayfayı boş bıraktı.
- Tom purposely left the last page blank.
Ben onu bilerek yapmadım.
- I purposely didn't do that.
Kasıtlı olarak yanlış cevap verdin, değil mi?
- You purposely gave the wrong answer, didn't you?
Tom sadece Mary'yi kızdırmak için gömleğini kasıtlı olarak ters giydi.
- Tom purposely wore his shirt inside out just to irritate Mary.
Çok sayıda öğrenci müzik eğitimi yapmak amacıyla Avrupa'ya gider.
- Many students go to Europe for the purpose of studying music.
O, resim eğitimi amacıyla Paris'e gitmeye karar verdi.
- He decided to go to Paris for the purpose of studying painting.
Özel kuvvetler özel amaçlar için kullanılır.
- Special forces are used for special purposes.
Araştırma amaçları için bir oda ayırın.
- Allocate a room for research purposes.
Onu kasıtlı olarak mı yaptın?
- Did you do that purposely?
Kasıtlı olarak yanlış cevap verdin, değil mi?
- You purposely gave the wrong answer, didn't you?
The dative of purpose is rare in this type of writing.
This poem is filled with datives of purpose.
I bought a pen and some paper to write a note, is an example of an infinitive of purpose.
That wasn't an accident! You did it on purpose!.
An all-purpose cleaner.
... for PCs, phones, tablets, and other devices? After all, we have a general-purpose network ...
... Unlike the War on General Purpose Computers, the Civil War over computers seems to present ...