Boston'da emlak satın almak istiyorum.
- I want to purchase property in Boston.
Bir evi satın almak için onlar paralarını tasarruf ediyorlar.
- They are saving their money for the purchase of a house.
O birçok pahalı alımlar yaptı.
- He made many costly purchases.
Çevrim içi alımlar son bir yılda yüzde on beş arttı.
- Online purchases have increased fifteen percent over last year.
Tom sel sigortası satın almalıydı.
- Tom should have purchased flood insurance.
Çift, bir ev satın almak istiyor.
- The couple wants to purchase a home.
Bazı botlar satın almak istiyorum.
- I would like to purchase some boots.
Seksen bin dolara yeni bir ev satın aldık.
- We purchased a new house for eighty thousand dollars.
Bazı botlar satın almak istiyorum.
- I would like to purchase some boots.
Araba almak için borç almak zorunda kaldım.
- I had to borrow money to purchase the car.
Çift, bir ev satın almak istiyor.
- The couple wants to purchase a home.
O yasa dışı uyuşturucu almak için sanal para kullanır.
- He uses bitcoins to purchase illicit drugs.
Sanırım muhtemelen Satın almadan biriyle görüşmen gerekiyor.
- I think you should probably see someone from Purchasing.
Satın alma gücü çok düştü.
- Purchasing power has greatly fallen.
Arjantin devlet başkanı şekerin yüksek satın alma gücü olan insanların bir hastalığı olduğunu söyledi.
- The Argentine president said that diabetes is a disease of people with high purchasing power.
Sanırım muhtemelen Satın almadan biriyle görüşmen gerekiyor.
- I think you should probably see someone from Purchasing.
Biletler kişi başı 30 $'dır ve pazartesi gününe kadar satın alınmış olmalıdır.
- Tickets are $30 per person and must be purchased by Monday.
Sanırım muhtemelen Satın almadan biriyle görüşmen gerekiyor.
- I think you should probably see someone from Purchasing.
Arjantin devlet başkanı şekerin yüksek satın alma gücü olan insanların bir hastalığı olduğunu söyledi.
- The Argentine president said that diabetes is a disease of people with high purchasing power.
Ne zaman satın alındı?
- When was it purchased?
It is hard to get purchase on a nail without a pry bar or hammer.
to purchase land, to purchase a house.
They offer free with the purchase of a drink.
He was pleased with his latest purchase.
to purchase favor with flattery.
Many aristocratic refugees' portable treasures purchased their safe passage and comfortable exile during the revolution.
to purchase a cannon.
You can't buy this medicine without a prescription.
- You cannot purchase this medicine without a prescription.
If I had the money, I would immediately buy this computer.
- If I had the money, I would immediately purchase this computer.
I bought a new car last week.
- I purchased a new car last week.
... rather than 3,000 euros of the purchase price ...
... purchase as well ...