O sadece sorumluları cezalandırmak istedi.
- She wished to punish only those responsible.
İsyancıları cezalandırmak için ona ısrar etti.
- They urged him to punish the rebels.
Öğrenci sigara içtiği için cezalandırıldı.
- The pupil was punished for smoking.
Öylesine bir şeyi bir kez çok sık yaparsın ve cezalandırılırsın.
- You do such a thing once too often and get punished.
Birey ne kadar gururlu olursa, ceza o kadar sert olur.
- The prouder the individual, the harsher the punishment.
Tom aldığı cezayı kesinlikle hak etmedi.
- Tom certainly didn't deserve the punishment he received.
O suç ölümle cezalandırılır.
- That crime is punishable by death.
O, yalan söylediği için cezalandırıldı.
- Because he lied, he was punished.
Öğrenci sigara içtiği için cezalandırıldı.
- The pupil was punished for smoking.
Onları ne için cezalandırıyorsun?
- What are you punishing them for?
Seni umursamazlığın yüzünden cezalandırıyorum.
- I'm punishing you for your negligence.
Bireysel suçların sonucunun ortak cezalandırma olması gerekir.
- The consequence of individual crimes should be collective punishment.
Cinayet ölümle cezalandırılabilir.
- Murder is punishable by death.
İntihar girişimi ölümle cezalandırılabilir.
- Suicide attempts are punishable by death.
... and they punish another kind of serendipity. ...
... international community's desire to punish, uh, Iran in particular. And what we've said ...