public disturbance or commotion; tumultuous disorder; seditious uproar

listen to the pronunciation of public disturbance or commotion; tumultuous disorder; seditious uproar
English - Turkish

Definition of public disturbance or commotion; tumultuous disorder; seditious uproar in English Turkish dictionary

stir
karıştırmak

Ben işleri karıştırmak istemiyorum. - I don't want to stir things up.

stir
hareketlenmek
stir
kıpırdamak
stir
{i} hareketlenme
stir
{i} heyecan

Haber heyecan yaratıyor. - The news is creating a stir.

Haber büyük bir heyecan yarattı. - The news caused a huge stir.

stir
{f} uyandırmak
stir
{i} telaş
stir
çalkalamak
stir
kımıldatmak
stir
karıştırma

Güveci karıştırmayı unutma. - Don't forget to stir the stew.

Pilavı karıştırmazsan onu yakarsın. - If you don't stir the rice, it will burn.

stir
canlılık
stir
harekete geçirmek
stir
{i} kaynaşma
stir
{f} oynatmak
stir
hareket/karıştırma
stir
{f} karıştırmak: If you don't stir it, it'll burn. Onu karıştırmazsan dibi yanar
stir
{f} kıpırdatmak
stir
{i} kodes
stir
{f} hareket ettirmek
stir
{i} hapishane
English - English
stir

Being advertised of some stirs raised by his unnatural sons in England. —Sir John Davies.

public disturbance or commotion; tumultuous disorder; seditious uproar

    Hyphenation

    pub·lic dis·turb·ance or commotion; tu·mul·tu·ous disorder; se·di·tious up·roar

    Pronunciation

Favorites