Halka açık yerleri temiz tutalım.
- Let's keep public places clean.
Kale restore edildi ve halka açık.
- The castle has been restored and is open to the public.
Çok hijyenik olmadıkları için umumi tuvaletleri kullanmayı reddediyorum.
- I refuse to use public restrooms, as they are very unhygenic.
Bu binada bir umumi tuvalet var mı?
- Is there a public toilet in this building?
Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
- It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
- Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Seçilmek istiyorsan kamusal imajını geliştirmek zorunda kalacaksın.
- If you want to get elected, you're going to have to improve your public image.
Kamusal alanda onunla dalga geçmek iyi değil.
- It is not good to ridicule him in public.
Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.
- The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management.
Şarkıcı ve aktris Selena Gomez mesleğine yedi yaşındayken çocukların ulusal televizyon gösterisi Barney and Friends'te başladı.
- Singer and actress Selena Gomez started her career at age seven on the children's public television show Barney and Friends.
Bir veri yapısının tüm bileşenleri varsayılan olarak herkese açıktır.
- All the elements of a data structure are public by default.
Bir hayran sayfası her zaman herkese açıktır.
- A fan page is always public.
Dilinizi halk içinde konuşmaktan neden utanıyorsunuz?
- Why are you ashamed to speak your language in public?
Neden dilinizi halk içinde konuşmaktan hoşlanmıyorsunuz?
- Why don't you like to speak in your language in public?
Çevrimiçi yaptığın bir şeyin aleni olduğunu varsaymalısın.
- You should assume that anything you do online is public.
Çiftler burada halk içinde genellikle el ele tutuşmazlar.
- Couples don't usually hold hands in public here.
Halkın geneli mevcut hükümetten memnun değil.
- The public at large are dissatisfied with the present government.
Lütfen halka açık yerlerde sigara içmekten imtina edin.
- Please refrain from smoking in public places.
Gerçekler uzun yıllar boyunca açıklanmadı.
- The facts did not become public for many years.
Halka açık yerleri temiz tutalım.
- Let's keep public places clean.
Kale restore edildi ve halka açık.
- The castle has been restored and is open to the public.
Her yerde insanlar dünya barışına adanmış kamu liderleri için özlem duyuyorlar.
- People everywhere yearn for public leaders dedicated to world peace.
O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.
- He was in charge of preparing a magazine for publication.
Biz kitabının yayınlanmasını bekliyoruz.
- We are expecting the publication of his book.
O bir tanıtım dublörlüğüydü.
- It was a publicity stunt.
Tom bir tanıtım dublörü olarak onu yaptı.
- Tom did it as a publicity stunt.
1937'de bir kamu oyu araştırması yapıldı.
- A public opinion study was made in 1937.
Kamuoyu yoklamaları hükümete olan güveni ölçen göstergelerdir.
- Public opinion polls are barometers of confidence in the government.
Plastik torba bir numaralı halk düşmanı haline gelmiştir.
- The plastic bag has become public enemy number one.
Bu kasaba büyük bir halk kütüphanesiyle övünür.
- This town boasts a large public library.
Mary halk kütüphanesinde bir yarı zamanlı bir iş aldı.
- Mary took a part-time job at the public library.
Kamuoyu yoklamaları hükümete olan güveni ölçen göstergelerdir.
- Public opinion polls are barometers of confidence in the government.
Onlar sadece kamuoyundan korktukları için projeye karşı çıkmadılar.
- They didn't oppose the project just because they feared public opinion.
Ben bir devlet memuruydum.
- I was a public servant.
Tom bütün hayatını kamu hizmetine adadı.
- Tom devoted his whole life to public service.
Bush and Blair stand condemned by their own publics and face imminent political extinction.
Tom doesn't like to speak in public.
- Tom doesn't like speaking in public.
He is used to speaking in public.
- He's used to speaking in public.
This book is in public domain.
There is very little information about the treaty which is in the public domain..
People despise you if they find out you have been attested for public intoxication.
In Johnson v. Superior Court, the California Court of Appeal determined that a provision of a contract limiting the discovery of the identity of a sperm donor was against public policy and that the privacy interest did not protect against disclosure of this information. Although the court's analysis of the public policy exception to the enforcement of contracts was unnecessary, the opinion properly balances California's and petitioners' interests against an anonymous donor's privacy right..
Political donations are a matter of public record; your vote is private, but anyone can see how you donate.
This has been a public service announcement from the Advertising Council.
public-intoxication arrest.
public-law expert.
public-school student.
... And think about how to use a public/private partnership to ...
... not the public as a mass, but each member of the public as ...