Definition of puan in Turkish English dictionary
- score
We have a score to settle.
- Yerleşmek için bir puanımız var.
You scored the highest in the class.
- Sınıfta en yüksek puanı aldın.
- {i} point
Our team is five points ahead.
- Bizim takımımız beş puan ilerdedir.
The Dow Jones average posted a gain of two points today.
- Bugün Dow Jones ortalama iki puanlık artış ilan etti.
- dot
Her skirt is yellow with polka dots.
- Onun eteği puantiyeli sarıdır.
She wears dotted gowns to catch attention.
- O, dikkat çekmek için puantiyeli elbise giyer.
- (Dilbilim) grade
These are graded on a hundred-point scale.
- Bunlar yüz puanlık bir ölçekte derecelendirilir.
They got an award for good grades.
- İyi puanlar için bir ödül aldılar.
- credit
Tom has always had a perfect credit score.
- Tom'un her zaman mükemmel bir kredi puanı vardı.
- (Ticaret) points
And finally, twelve points to Estonia!
- Son olarak, on iki puan Estonya'ya!
Our team is two points ahead.
- Takımımız iki puan öndedir.
- dot (used as a decoration in a cloth fabric)
- spot
- point (unit used in keeping the score of a game or in grading a test)
- button
- mark
He got 90 marks in his English test.
- O, İngilizce sınavında 90 puan aldı.
At worst, I will get an average mark.
- En kötü ihtimalle, ortalama bir puan alacağım.
- percentage point
- points to
- (Tekstil) pin spot
- puan almak
- to score
- puan (üniversitede)
- (Eğitim) unit
- puan almak
- score
- puan kazanmak
- score
- puan kazanmak
- chalk up
- puan ortalaması
- point average
- puan saymak
- keep score
- puan tahtası
- scoreboard
- puan toplamak
- chalk up
- puan cetveli
- rating scale
- puan almak/kazanmak
- to score, score points, rack up points (while playing a game)
- puan değerlendirme metodu
- (Askeri) points rating method
- puan durumu
- score history
- puan kaybetmek
- lose point
- puan kazanmak
- to score a point
- puan sistemi
- point system
- puan vermek
- to give points
- puan yapmak
- to knock up
- (sayı/puan) kazanmak
- score
- borsa puan
- point
- gerçek puan
- (Pisikoloji, Ruhbilim) true score
- puanlar
- points
Tom has taken some damage points.
- Tom bazı hasar puanları aldı.
- standart puan
- (Pisikoloji, Ruhbilim) standard score
- toplam puan
- total point
- yüksek puan
- high score
- ağırlıklı puan sistemi
- Weighted point system
- puanlar
- pts
- daha fazla puan almak
- outpoint
- en fazla puan alan
- top rated
- iyi puan vermek
- give smb. a good character
- kötü puan
- bad point
- modal puan
- (Pisikoloji, Ruhbilim) modal score
- sıfır puan
- (kriket) blob