Patlama köylüleri korkuttu.
- The explosion frightened the villagers.
Gök gürültüsü öğrencileri korkuttu.
- The thunder frightened the students.
Tom muhtemelen korkmuş.
- Tom is probably frightened.
Alice sert annesinden korkmuştu.
- Alice was frightened of her strict mother.
Kuştan korkan darı ekmez.
- He who is frightened of a sparrow will never sow barley.
Onun hastalığı aslında ruhsaldı.
- His illness was mainly psychological.
Bağırman ve uluman ruhsal bir bozukluk. Soruyorum, hastaneye kaldırılmadan önce terapiste gitmen için sana yalvarıyorum.
- Your yelling and howling is called a psychosis. I ask, I beg you to see a therapist before you get instituonalized.
Bir ölçüde Psikoloji öğrenimi yaptım.
- I have studied Psychology to some extent.
Benim için sürpriz oldu, ünlü psikolog çocuk kaçırmakla suçlandı.
- To my surprise, the noted psychologist was accused of a kidnapping.
Tom heyecanlanmış olmalı.
- Tom must've been thrilled.
Tom heyecanlanmış görünmüyor.
- Tom doesn't look thrilled.
Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı.
- My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner.
Tom seni görmekten heyecanlanacak.
- Tom will be thrilled to see you.
I'm getting myself psyched up to cross the rope bridge.
the psych ward.
... like, 40 and 50 people and being psyched about that many people showing up. And I played ...