İhtiyacımız olan tüm parayı sağlamak için sana güveniyoruz.
- We're banking on you to provide all the money we need.
Kolonlar sağlam bir temel sağlamaktadır.
- Columns provide a solid foundation.
Hükümet programa katılan firmalara faizsiz kredi sağlayacak.
- The government will provide interest-free loans to firms that participate in the program.
Ben ailem için yiyecek ve giyecekler sağlayabilirim.
- I am able to provide food and clothes for my family.
O ihtiyaçlarını karşılamak için bir karıya ve iki küçük çocuğa sahiptir.
- He has a wife and two young children to provide for.
Senin ve kız kardeşinin ihtiyaçlarını karşılamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
- I'm trying my best to provide for you and your sister.
... And from the moment you enter explore, we provide ...
... United States, lacked enough money and other resources to provide food for all members ...