provasız

listen to the pronunciation of provasız
Turkish - English
unrehearsed
Unrehearsed activities or performances have not been prepared, planned, or practised beforehand. In fact, the recordings were mostly unrehearsed improvisations
{s} not prepared with rehearsals, not practiced
Not rehearsed
with little or no preparation or forethought; "his ad-lib comments showed poor judgment"; "an extemporaneous piano recital"; "an extemporary lecture"; "an extempore skit"; "an impromptu speech"; "offhand excuses"; "trying to sound offhanded and reassuring"; "an off-the-cuff toast"; "a few unrehearsed comments"
prova
rehearsal

Tomorrow's dress rehearsal starts at one o'clock. - Yarınki giysi provası saat birde başlar.

Tom and Mary had to go to band rehearsal. - Tom ve Mary bando provasına gitmek zorundaydı.

prova
try-on
prova
(Tiyatro) practice
prova
trial
prova
(Matbaacılık, Basımcılık) proofing
prova
(Muzik) repeticion
prova
proofer
prova
{i} proof
prova
rehearsal; (giysi) fitting; proof
prova
dry run
prova
print. (a) proof
prova
try on
prova
(Terzi) fitting
prova
fitting
prova
(Denizcilik) bow, head
Turkish - Turkish

Definition of provasız in Turkish Turkish dictionary

Prova
ensoya
prova
Bir giysiye son biçimini vermeden önce giysiyi giyecek kişinin üzerinde yapılan düzeltme
prova
Yazar veya düzeltmen tarafından üstünde düzeltmeler yapılan basılı metin: "Gece yarısına kadar isli bir petrol lambasının ışığında gazetenin provalarını tashih ederdi."- R. N. Güntekin
prova
Deneme
prova
Yazar veya düzeltmen tarafından üstünde düzeltmeler yapılan basılı metin
prova
Bir şeyin amacına uygun, istenilen düzeyde olup olmadığını anlamak için yapılan deneme
provasız
Favorites