Pazartesinin protestoları çoğunlukla barışçıldı.
- Monday's protests were mostly peaceful.
Gittikçe daha fazla öğrenci protestolara katılıyor.
- More and more students are joining the protests.
İnsanlar nükleer silahlara karşı protesto ediyor.
- People are protesting against nuclear weapons.
O yeni planı protesto etti.
- He protested against the new plan.
Güney'in protesto etmek için iyi bir nedeni olduğunu söyledi.
- He said the South had good reason to protest.
Bütün öğrenciler savaşı protesto ettiler.
- All the students protested against the war.
Göstericiler sinagogu ateşe verdiler.
- The protesters burnt down the synagogue.
O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.
- He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting.
İstifasını şirket politikasına itiraz ederek sundu.
- He submitted his resignation in protest of the company's policy.
O, protesto etmek için ağzını açmadı.
- He didn't open his mouth to protest.
Muhtemelen insanların gösterilere protesto etmek için değil, sadece kendilerini göstermek için gittiklerini demek istiyor.
- He probably meant that people only go to demonstrations to show themselves and not to protest.
I protest my innocence.
... those consciences? It will be individuals, it will be protests, it will be ideas, it ...