Uzun ve müreffeh bir hayat yaşa.
- Live a long and prosperous life.
O kasaba müreffeh görünüyordu.
- That town looked prosperous.
Refahın sonsuza kadar sürmediğini anlaman gerek.
- You need to understand that prosperity doesn't last forever.
Refahın sonsuza dek sürmeyeceğini fark etmelisin.
- You must realize that prosperity does not last forever.
Bu ülke hiç bu kadar zengin olmamıştı.
- This country has never been so prosperous.
Zengin doktor mutlu değildir.
- The doctor, who is prosperous, is not happy.
Kraliçe Elizabeth'in uzun ve başarılı bir hükümdarlığı vardı.
- Queen Elizabeth had a long and prosperous reign.
Kralın uzun ve başarılı bir saltanatı vardı.
- The king had a long and prosperous reign.
Her ikinize mutluluk ve refah diliyorum.
- I wish you both happiness and prosperity.
O, kasabanın ikbâlini tehdit edecektir.
- It will threaten the prosperity of the town.
Gelecek iki yılın refah olması beklenmiyor.
- The next two years are not expected to be prosperous.
He was raised in a very prosperous household.
Trading Babe Ruth was far more prosperous for the Yankees than for the Red Sox.
... will be a great one for the Chinese and for the Indians as they prosper. ...