proprietor, one who owns

listen to the pronunciation of proprietor, one who owns
English - Turkish

Definition of proprietor, one who owns in English Turkish dictionary

owner
sahip

Birçok köpek sahipleri köpeklerini sadece günde bir kez beslerler. - Many dog owners only feed their dogs once a day.

Sahipler, onu yönetici olarak atadılar. - The owners appointed him manager.

owner
mal sahibi

Bizim binamızda yaşayan bir sürü insan mal sahibinden hoşlanmıyor. - A lot of people living in our building don't like the owner.

Mal sahibi mağazanın üstünde yaşıyor. - The owner lives above the store.

owner
yapı sahibi
owner
(Kanun) mutasarrıf
owner
(Askeri) donatan
owner
(Bilgisayar) sahibi

Tom şirketin sahibi olmaktan vazgeçti. - Tom ended up becoming the owner of the company.

Bu evin sahibi Sayın Yamada'dır. - The owner of this house is Mr. Yamada.

owner
sahip mal sahibi
owner
sahip Sahibi
owner
{i} sahip, iye, malik
owner
ownership mülkiyet
owner
(Nükleer Bilimler) kurucu
owner
{i} kiraya veren
owner
sahiplik

ABD'deki silah sahiplik oranı, dünyanın en yükseğidir. - The U.S. gun ownership rate is the highest in the world.

owner
owneroccupied ing sahibinin oturduğu
English - English
{i} owner
proprietor, one who owns
Favorites