property, possessions

listen to the pronunciation of property, possessions
English - Turkish

Definition of property, possessions in English Turkish dictionary

belongings
{i} kişisel eşyalar

Tom kişisel eşyalarının hepsini sattı. - Tom sold all of his belongings.

Tom tüm kişisel eşyalarını küçük bir valize koydu. - Tom put all his belongings in a small suitcase.

belongings
{i} kişisel eşya

Bütün bunlar kişisel eşyalarınız mı? - Are these all your belongings?

Tom tüm kişisel eşyalarını küçük bir valize koydu. - Tom put all his belongings in a small suitcase.

property, possession
mal
belongings
birinin kişisel eşyaları
belongings
var

Tom tüm varlıklarını kaybetti. - Tom lost all his belongings.

belongings
{i} pılı pırtı
belongings
{i} özel eşya

O onun gitmesini ve tüm özel eşyalarını almasını istedi. - She asked him to leave and take all his belongings.

Özel eşyalarımı saklamak istiyorum. - I'd like to put my belongings away.

belongings
{i} eşya

Onların hepsi benim kişisel eşyalarım. - They are all my personal belongings.

Tom tüm eşyalarını bir araya toplandı. - Tom gathered together all his belongings.

belongings
i., çoğ. (kişisel) eşya
English - English
{i} belongings
property, possessions
Favorites