pron. pronoun used to indicate a specific person or thing

listen to the pronunciation of pron. pronoun used to indicate a specific person or thing
English - Turkish

Definition of pron. pronoun used to indicate a specific person or thing in English Turkish dictionary

that
o
that
bağlaç ki
that
{z} (çoğ. those)
that
bu kadar

İki yaşındaki bir çocuk bu kadar hızlı koşabilir mi? - Can a two-year-old boy run that fast?

Ver onu. Sahip olduğunun hepsi bu kadar mı? - Hand it over. That's all you've got?

that
(sıfat) öteki
that
Keşke

Keşke o gitarı alabilsem. - I wish I could buy that guitar.

Keşke onunla gidebilseydim. - I regret that I couldn't go with her.

that
için

Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır. - That's one small step for a man, one giant leap for mankind.

Şu gömlek için sadece on dolar ödedi. - He only paid ten dollars for that shirt.

that
in that mademki
that
diye

Ailesinin dengeli bir diyet yaptığından emin. - She makes sure that her family eats a balanced diet.

Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor. - She is on a diet for fear that she will put on weight.

that
-dığı
that
adl.şu
that
o kadar

O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz. - He is such a bad person that everybody dislikes him.

Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı. - This song is so moving that it brings tears to my eyes.

that
ki o

Babam o kadar yaşlıdır ki o çalışamaz. - My father is so old that he can't work.

O kadar iyi bir kitap ki onu üç kez okudum. - That was so good a book that I read it three times.

that
öylesine

Erkek kardeşim okumaya öylesine dalmıştı ki odaya girdiğimde beni farketmedi. - My brother was so absorbed in reading that he did not notice me when I entered the room.

Öylesine sıcak bir gündü ki yüzmeye gittik. - It was such a hot day that we went swimming.

that
-diği(ni)
that
ki
that
-en
that
-diği
English - English
that
pron. pronoun used to indicate a specific person or thing
Favorites