Kendisine Fransızca öğretti.
- He taught himself French.
O kendi kendineHAYIRdedi.Yüksek sesle EVET dedi.
- He said NO to himself. He said YES aloud.
O, kendisini bir baston ile destekledi.
- He supported himself with a stick.
O kendisini odasına kapatmıştı.
- He confined himself to his room.
Tom'un sana bizzat söylemeyeceğini biliyorum.
- I know Tom wouldn't tell you himself.
Bizzat Tom gelmemizi rica etti.
- Tom himself asked us to come.
Tom özür diledi ve odadan ayrıldı.
- Tom excused himself and left the room.
Tom özür dileyip, gitti.
- Tom excused himself and left.
Gazetecilerle kendisi konuşma yaptı.
- He addressed himself to the reporters.
Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
- He said NO to himself. He said YES aloud.
Bazen büyük babam kendi başına bırakıldığında, kendi kendine konuşur.
- Sometimes my grandfather talks to himself when left alone.
O kendi kendineHAYIRdedi.Yüksek sesle EVET dedi.
- He said NO to himself. He said YES aloud.
Tom bugün kendinde değildir.
- Tom isn't himself today.
Tom bugün tamamen kendinde değil.
- Tom isn't quite himself today.
O, kendini koşullara uydurdu.
- He adapted himself to circumstances.
Kısa sürede kendini soğuk havaya alıştırdı.
- He soon accustomed himself to cold weather.
Tom bugün tamamen kendinde değil.
- Tom isn't quite himself today.
Tom bugün kendinde değildir.
- Tom isn't himself today.