pron. belonging to you

listen to the pronunciation of pron. belonging to you
English - Turkish

Definition of pron. belonging to you in English Turkish dictionary

yours
saygılarımla
yours
seninki

Seninki gibi aynı gömleği aldım. - I bought the same shirt as yours.

Kimin evi seninkinin karşısında? - Whose house is opposite to yours?

yours
yours truly hürmetle
yours
ben

Kendini benim yerime koy. - Put yourself in my place.

O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır. - In that respect, my opinion differs from yours.

yours
senin

O, senin bir arkadaşın mı? - Is he a friend of yours?

Sorunu niçin kendin araştırmıyorsun? O senin sorumluluğun. - Why don't you look into the problem yourself? It's your responsibility.

yours
sizin

Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir. - Our school was not the same size as yours.

Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız. - Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.

yours
sizinki

O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır. - In that respect, my opinion differs from yours.

Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir. - Our school was not the same size as yours.

yours
sizinkiler

Bizim çocuklar okulda; sizinkiler nerede? - Our children are at school; where are yours?

Sanırım bunlar sizinkiler. - I think these are yours.

yours
seninkiler

Benim ayakkabılarım seninkilerden daha büyük. - My shoes are bigger than yours.

Tüm çabalarım seninkilerle karşılaştırıldığında hiçbir şey. - All my efforts are nothing in comparison with yours.

yours
sizlerinki
English - English