pron: him, it 45

listen to the pronunciation of pron: him, it 45
English - Turkish

Definition of pron: him, it 45 in English Turkish dictionary

him
ona

Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu. - We had no choice but to leave the matter to him.

O, ona bir süveter aldı. - She bought him a sweater.

him
(eril) onu
him
His veya Her Imperial Majesty
him
kendi

Kendisine Fransızca öğretti. - He taught himself French.

O, çocuklarını kendi etrafına topladı. - He gathered his children around him.

him
eril onu
him
kendine

Kendi kendine şöyle dedi: Bu operasyon başarıyla sonuçlanacak mı? - He said to himself, Will this operation result in success?

O, aynada kendine bakmadı mı? - Hasn't he looked at himself in a mirror?

him
onu

Onunla beraber olduğun sürece mutlu olamazsın. - As long as you are with him, you can't be happy.

Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi. - She promised to meet him at the coffee shop.

English - English
him
pron: him, it 45
Favorites