Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

prohibited; interdicted

listen to the pronunciation of prohibited; interdicted
English - Turkish

Definition of prohibited; interdicted in English Turkish dictionary

forbidden
yasak

Adem'in yasak meyveyi neden yedi? - Why did Adam eat the forbidden fruit?

Onun dışarı çıkması yasaklandı. - She is forbidden to go out.

forbidden
{s} yasaklanmış

Avcılık artık yasaklanmıştır. - Hunting is forbidden now.

Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler. - They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.

forbidden
{f} yasakla

Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır. - Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.

Onun dışarı çıkması yasaklandı. - She is forbidden to go out.

forbidden
{f} yasakla: adj.yasak
forbidden
{f} yasakla: adj.yasaklanmış
English - English
forbidden