Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Burada iş yerinde küçük bir sorunum var.
- I have a little problem here at work.
Yerinde olsam, muhtemelen aynı şeyi yapardım.
- In your position, I'd probably have done the same thing.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
- In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
Profesör Rosa'nın yerine geçen öğretmen Arjantinlidir.
- The teacher who substituted for professor Rosa is from Argentina.
Ben önerinini lehindeyim.
- I am in favor of your proposal.
O, teklifin lehindeydi.
- He was in favor of the proposition.
Sanırım fahişeler mağdurlar ve sorunlu kızlardır.
- I think prostitutes are victims and troubled girls.
Brush'ın annesinin bir fahişe olduğunu duydum.
- I heard that Brush's mother is a prostitute.
Nagasaki yanlısı bir futbol takımı kuralım.
- Let's put together a pro-soccer team for Nagasaki!
Bu ürünü küvet, lavabo, duş, yüzme havuzu ya da su ve rutubetin olduğu başka herhangi bir yerin yanında kullanmayınız.
- Do not use this product near a bathtub, sink, shower, swimming pool, or anywhere else where water or moisture are present.
Sorun Tom'un Mary'nin yanında oturmak istememesidir.
- The problem is that Tom doesn't want to sit near Mary.