Şikâyet ederek daha az üretken bir şey yaparak daha fazla zaman harcamalısın.
- You should spend less time complaining and more time doing something productive.
Esnek çalışma saatleri, çalışanları üretkenleştirir.
- Flexible work hours make employees more productive.
Çok uluslu ticaret şirketleri çok sayıda ürünün fiyatını düşürdü.
- The multinational corporation lowered the price of several products.
Firma, yüksek kaliteli ürünleriyle bilinmektedir.
- The firm is known for its high-quality products.
İsim takarak insanları küçümsemeye çalışmak hiç verimli değildir.
- Name-calling is never productive.
Almanya'da geçirdiğin yıl senin için çok verimliydi.
- The year you spent in Germany was very productive for you.
Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
- The production has visual appeal for the audience.
Almanya'da geçirdiğin yıl senin için çok verimliydi.
- The year you spent in Germany was very productive for you.
Yeni üretim süreci, yüksek verim elde eder.
- The new production process achieves a high yield.
Bu fabrikanın üretim kapasitesi haftada 250 araçtır.
- This factory's productive capacity is 250 cars a week.
Yeni üretim süreci, yüksek verim elde eder.
- The new production process achieves a high yield.
Üretken düşünce ve yaratıcılık; hayal gücü olmadan düşünülemez.
- Productive thinking and creativity are unthinkable without imagination.
That store offers a variety of products.
The product of 2, 3, and 4 is 12.
This is a product of lime and nitric acid.
This product of last month's quality standards committee is quite good, even though the process was flawed.
They improve their product every year; they export most of their agricultural production.
Skill is the product of hours of practice; His reaction was the product of hunger and fatigue.
Dude, you use more product on your hair than any other guy I know!.
I got some product here – you buying?.