English - Turkish
Definition of producing an agreeable effect, as in music poetry, the dance, or the like in English Turkish dictionary
- rhythm
- ritim
Ritimsiz müzik yoktur.
-There's no music without rhythm.
- rhythm
- {i} ritm
O, bateri setinde ça ça ça ritmini çalıyor.
-He's playing a cha cha cha rhythm on the drum kit.
Ben o şarkının yavaş ritminden hoşlanıyorum.
-I like the slow rhythm of that song.
- rhythm
- düzenlilik
- rhythm
- (Dilbilim) düzgü
- rhythm
- dizem
- rhythm
- vezin
- rhythm
- uyumlu
- rhythm
- ahenkli
- rhythm
- {i} uyum
- rhythm
- {i} nabız atışı
- rhythm
- düzen
- rhythm
- şiir ve müzikte ahenk
- rhythm
- {i} ritim, tartım, dizem
- rhythm
- (Tıp) Organların çalışmalarında düzenlilik (kalp kasılmalarında veya beyinden çıkan elektrik dalgalarda olduğu gibi)
- rhythm
- rhythmicallyahenkli olarak
- rhythm
- düzenle
- rhythm
- ritmik
Çocuklar çok genç yaştan itibaren ritmik seslere cevap vermeyi öğrenirler.
-Children learn to respond to rhythmical sounds from a very young age.
Ritmik jimnastik kızlar için güzel bir spordur.
-Rhythmic gymnastics is a beautiful sport for girls.
Related Terms
English - English
Definition of producing an agreeable effect, as in music poetry, the dance, or the like in English English dictionary
- rhythm
producing an agreeable effect, as in music poetry, the dance, or the like
Hyphenation
pro·du·cing an a·gree·a·ble effect, as in mu·sic poetry, the dance, or the likePronunciation
Resimler
Favorites