produced in abundance; plenteous; ample

listen to the pronunciation of produced in abundance; plenteous; ample
English - Turkish

Definition of produced in abundance; plenteous; ample in English Turkish dictionary

fertile
{s} verimli

Buradaki toprak verimlidir. - The soil here is fertile.

Göçmenler vadideki toprağın verimli olduğunu öğrendiler. - The settlers learned that the land in the valley was fertile.

fertile
{s} bereketli

Tom'un bereketli bir hayal gücü var. - Tom has a fertile imagination.

Şimdi bereketli bir ovanın olduğu yerde çölden başka bir şey yok. - Now there is nothing but desert, where there used to be a fertile plain.

fertile
{s} doğurgan

Leyla çok doğurgandı. - Layla was very fertile.

fertile
doğurganlık
fertile
doğurabilen
fertile
gelişme yeteneği olan
fertile
artağan
fertile
üretken
fertile
{s} yaratıcı

Senin yaratıcı bir hayal gücün var. - You have a fertile imagination.

Onun yaratıcı bir hayal gücü var. - He has a fertile imagination.

fertile
(Tıp) Mümbit, verimli
fertile
(Nükleer Bilimler) üretken,doğurgan,fertil,verimli
fertile
{s} zengin
English - English
fertile
produced in abundance; plenteous; ample
Favorites