proceeding from origin to destination without delay due to change of equipment

listen to the pronunciation of proceeding from origin to destination without delay due to change of equipment
English - Turkish

Definition of proceeding from origin to destination without delay due to change of equipment in English Turkish dictionary

through
yoluyla

Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu. - Through trial and error, he found the right answer by chance.

Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır. - It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.

through
baştan sona

Sincap güç kablosunu baştan sona çiğnedi. - The squirrel chewed through the power cable.

Tom baştan sona kadar derginin sayfalarını çevirdi. - Tom flipped through the pages of the magazine.

through
aktarmasız
through
orasında burasında
through
arasında (bir gürültünün)
through
rağmen (bir gürültüye)
through
dolayımıyla
through
(Tıp) Vasıtasiyle, yolu ile
through
doğru

Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu. - Through trial and error, he found the right answer by chance.

Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak. - In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.

through
-e kadar
through
sonuna

Sonuna kadar görevi taşımalısın. - You must carry the task through to the end.

through
başından sonuna kadar
through
bitirmiş
through
içeriye

Tom tekrar kapıdan içeriye yürüdü. - Tom walked back in through the door.

Tom içeriye arka kapıdan geldi. - Tom came in through the back door.

through
süresince

O, gece süresince çalıştı. - He worked through the night.

through
bitmiş

Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır. - This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.

through
başarılı bir sonuca
through
(İnşaat) içinden, sona ermiş
through
(Yeni Sözcükler) boyunca

Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım. - Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.

Gerhard Schröder, II. Dünya Savaşı boyunca yaşamayan ilk şansölyedir. - Gerhard Schroeder is the first German chancellor not to have lived through World War II.

through
(sıfat) direkt, kesintisiz
English - English
through

The through flight through Memphis was the fastest.

proceeding from origin to destination without delay due to change of equipment

    Hyphenation

    pro·ceed·ing from o·ri·gin to des·ti·na·tion with·out de·lay due to change of e·quip·ment

    Turkish pronunciation

    prōsidîng fırm ôrıcın tı destıneyşın wîdhaut dîley dyu tı çeync ıv îkwîpmınt

    Pronunciation

    /prōˈsēdəɴɢ fərm ˈôrəʤən tə ˌdestəˈnāsʜən wəᴛʜˈout dəˈlā ˈdyo͞o tə ˈʧānʤ əv əˈkwəpmənt/ /proʊˈsiːdɪŋ fɜrm ˈɔːrəʤən tə ˌdɛstəˈneɪʃən wɪðˈaʊt dɪˈleɪ ˈdjuː tə ˈʧeɪnʤ əv ɪˈkwɪpmənt/
Favorites