prizli

listen to the pronunciation of prizli
Turkish - English
having a socket
priz
socket

There are sparks flying out of the electric socket. - Elektrik prizinden uçuşan kıvılcımlar var.

Two sockets are not enough for a meeting room. - İki priz, toplantı odası için yeterli değildir.

prizli direnç
tapped resistor
prizli transformatör
tapped transformer
priz
{i} outlet

My computer is connected to a properly grounded outlet. - Bilgisayarım doğru şekilde topraklanmış bir prize bağlı.

There was jam in the electric outlet. - Elektrik prizinde sıkışıklık vardı.

priz
switch plug
priz
(İnşaat) set
priz
point
priz
turnout
priz
stiffening
priz
plug-socket
priz
(Bilgisayar,Teknik) bridge tap
priz
drive
priz
tap

Electricity comes from the wall socket, and water from the tap. - Elektrik prizden su musluktan geliyor.

priz
female plug
priz
(Elektrik, Elektronik) electric outlet

There was jam in the electric outlet. - Elektrik prizinde sıkışıklık vardı.

I spilled jam on the electric outlet and there was a short circuit. - Elektrik prizine reçel döktüm ve bir kısa devre vardı.

priz
power point
priz
wall socket
priz
female connector
priz
plug

Tom plugged in the TV. - Tom televizyonu prize taktı.

Could you verify that your computer is plugged in? - Bilgisayarınızın prize takılı olduğunu doğrular mısınız?

priz
socket outlet
priz
wall plug
priz
plug socket
priz
power outlet

Is the power cord plugged into a power outlet? - Güç kablosu prize takılı mı?

priz
receptacle
priz
solidification, setting (of cement)
priz
socket; drive; (çimento) setting
priz
Jack
priz
electric outlet, socket (for a plug), Brit. power-point; wall plug; jack; connector (at the end of an extension cord)
priz
power socket
priz
female socket
Turkish - Turkish

Definition of prizli in Turkish Turkish dictionary

priz
Elektrik akımı almak için fişin sokulduğu yuva: "Hatta bir keresinde prizdeki ütüyü devirip handiyse evi bile yakıyordu."- H. Taner
priz
Elektrik akımı almak için fişin sokulduğu yuva