O, yarışmayı kazandığı için bir ödül aldı.
- He got a prize for winning the competition.
İlk ödülünü sergide kazandı.
- She won first prize in the exhibition.
Bu ödüle layık olmaktan onur duyuyorum.
- I am honored to be awarded this prize.
Benim için büyük sevinç, o birincilik ödülünü kazandı.
- To my great delight, he won the first prize.
Büyük ödül prensesten bir öpücüktü.
- The grand prize is a kiss from the princess.
Nobel ödüllü Dr. Yukawa 1981 yılında öldü.
- Dr. Yukawa, the Nobel prize winner, died in 1981.
Bu ödüle layık olmaktan onur duyuyorum.
- I am honored to be awarded this prize.