Önceki uyarılar yoktu.
- There were no prior warnings.
Önceki deneyim gerekli değildir.
- No prior experience is required.
Sanığın önceden hiçbir mahkumiyeti yok.
- The defendant has no prior convictions.
Üzgünüm, fakat önceden verilmiş sözüm var.
- I'm sorry, but I have a prior engagement.
Diğer gezegenlerin sömürgeleştirilmesi bizim en öncelikli konularımızdan biridir.
- Colonization of other planets is one of our top priorities.
Diğer gezegenlerin sömürgeleştirilmesini en öncelikli konularımızdan biri yapmalıyız.
- We must make colonization of other planets one of our top priorities.
Plan öncelik ve aciliyeti düşürmektedir.
- Being less urgent, this plan is lower in priority.
Siparişinize en büyük önceliği verdik.
- We have given your order highest priority.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
Plan öncelik ve aciliyeti düşürmektedir.
- Being less urgent, this plan is lower in priority.
Tom'un eski suç kaydı yok.
- Tom has no prior criminal record.
Toplantıdan önce akşam yemeği yediler.
- Prior to the meeting, they had dinner.
O, ben varmadan önce oldu.
- It happened prior to my arrival.
The doctor had known three months prior.
I had no prior knowledge you were coming.
His prior residence was smaller than his current one.
I had no prior knowledge of linguistics, but that didn't stop me writing a dictionary.
The defendant was convicted because the prosecutor proved the defendant's prior knowledge of the victim's particular vulnerability.
... Prior to that voyage, the great world zones ...
... MICHELLE PHAN: Well, prior to starting my YouTube channel ...