Tüm yapmanız gereken düğmeye dokunmak.
- All you have to do is touch the button.
Küçük çocuklar her şeye dokunmak ister.
- Little children like to touch everything.
Benim soğuk bir dokunuşum var. Bu çok kötü.
- I've a touch of a cold. That's too bad.
Mümkün olduğunca kısa sürede onunla temas edeceğim.
- I will get in touch with him as soon as possible.
Bu konuyla ilgili seninle tekrar temasa geçeceğim.
- I will get in touch with you again about this matter.
Her parents had caught her touching herself when she was fifteen.