O, dakikliği üzerine kendisiyle gurur duydu.
- He prided himself on his punctuality.
O, sınıfının gururudur.
- She is the pride of her class.
O, lisesi ile gurur duyuyor.
- She takes pride in her high school.
Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.
- Vanity and pride are different things, though the words are often used synonymously.
Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.
- The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.
O işinden gurur duymaktadır.
- He takes pride in his work.
O, lisesi ile gurur duyuyor.
- She takes pride in her high school.
Gücümüzle gurur duyduk.
- We took pride in our strength.
I pride myself on being a good judge of character, but pride goes before the fall and I'm not a good judge of my own character so I'm often wrong without knowing it.