previous, former

listen to the pronunciation of previous, former
English - Turkish
evvelki, evvelsi
foregone
kaçınılmaz

Bu maç kaçınılmaz bir sonuç. Ben bile onu izlemeyeceğim. - This match is a foregone conclusion. I'm not even going to watch it.

Bu kaçınılmaz bir sonuç. - It's a foregone conclusion.

foregone
önceden belirlenmiş
foregone
beklenen
foregone
geçmiş
foregone
önceden bilinen
foregone
mukadder olan şey
foregone
önceden gitmiş
foregone
foregone conclusion kaçınılmaz sonuç
foregone
bitmiş
English - English
foregone
previous, former
Favorites