Barışı korumak için resmi bir kuruma ihtiyacımız yok.
- We don't need a formal institution for preserving peace.
Dünya barışını korumak, Birleşmiş Milletlerin temel amaçlarından biridir.
- Preserving world peace is one of the main purposes of the United Nations.
Biz Afganistan'da petrol için savaşmıyoruz fakat demokrasiyi korumak için savaşıyoruz.
- We're not fighting a war in Afghanistan for oil but to preserve democracy.
Tuz yiyeceği çürümekten korumak için yardımcı olur.
- Salt helps to preserve food from decay.
İyi geleneklerin korunması gerekir.
- Good traditions should be preserved.
Onlar binayı korudular.
- They have preserved the building.
Konserveler hava geçirmez bir conta ile kavanozda saklanmalıdır.
- Preserves must be stored in a jar with an airtight seal.
Orbiting Earth in the spaceship, I saw how beautiful our planet is. People, let us preserve and increase this beauty, not destroy it - Yuri Gagarin (the first man in space).
... today difficult lives in preserving the senators that includes approximately one ...