Şimdi havaalanındayım.
- I'm at the airport now.
Saat şimdi yedi kırk beş.
- It's quarter to eight now.
Şu anda sipariş vermeye hazır mısınız?
- Are you ready to order now?
Tom'un şu anda Boston'da olmadığını duyuyorum.
- I hear that Tom isn't in Boston now.
O şimdi öğle yemeğinde dışarıda olacak, bu yüzden hemen aramamız bir işe yaramaz.
- He'll be out at lunch now, so there's no point phoning straight away.
İlerlemek ve faturayı hemen ödemek sanırım mantıklı olur.
- I suppose it makes sense to go ahead and pay the bill right now.
Şu an sadece ısınıyorum.
- I am only warming up now.
Asama yanardağı şu an hareketsiz.
- Mt. Asama is now dormant.
Şimdi bile, biz halen onun gerçek katil olduğundan şüpheleniyoruz.
- Even now, we still doubt that he is the real murderer.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Şimdi bile zaman zaman artçı şoklar var.
- Even now there are occasional aftershocks.