Biz kazanan olmalıyız.
- We should be winning.
Kazanan bir takımı asla değiştirme.
- Never change a winning team.
O, yarışmayı kazandığı için bir ödül aldı.
- He got a prize for winning the competition.
O takımın çok az, eğer varsa, kazanma şansı var.
- That team has little, if any, chance of winning.
O takımın çok az, eğer varsa, kazanma şansı var.
- That team has little, if any, chance of winning.
Saygın bir insan bulmak bir piyango kazanmaktan daha zor.
- Finding a decent man is more difficult than winning a lottery.
Eder kazandıran golü attı.
- Eder scored the winning goal.
Kazançlarımızla güzel bir ev alabiliriz.
- We could buy a nice house with our winnings.
Onların galibiyet serileri bittiği için art arda 10 oyun kaybettiler.
- They have lost 10 games in a row since their winning streak ended.
Eder galibiyet golünü attı.
- Eder scored the winning goal.