Definition of present participle of use in English Turkish dictionary
- using
- {f} kullan
O, yanlış kullanarak makineyi bozdu.
-He broke the machine by using it incorrectly.
Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
-To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- using
- (isim) kullanma
- using
- (Bilgisayar) kullanılıyor
- using
- (Bilgisayar) kullanılan
Sadece herhangi bir çocuk tarafından kullanılanlar gibi basit boya kalemleri kullanarak Maria nefes kesen resimler yaratabildi.
-Using simple crayons, just like those used by any child, Maria was able to create breathtaking pictures.
- using
- (Bilgisayar) ölçüt
- using
- (Bilgisayar) kullanacağı alan
- using
- kullanarak
Bir teleskop kullanarak uzaktaki şeyleri görebiliriz.
-We can see things in the distance using a telescope.
Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.
-By using Tatoeba one learns languages.
- using
- {i} kullanma
Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum.
-I used to use Twitter, but then found it a bit boring, so I stopped using it.
Sözlüklerini kullanma alışkanlığı oluşturmaya gayret etmelisin.
-You should try to form the habit of using your dictionaries.
Related Terms
Definition of present participle of use in English English dictionary
- using
- Present participle of uſe.
- uſing