Biz tema parkında heyecan verici bir zaman geçirdik.
- We had a thrilling time at the theme park.
Ne, yine ekmek mi yiyorsun? Her zamanki gibi hâlâ aynı heyecan verici diyet yaşantısını sürdürüyorsun.
- What, you having bread again? I see you're still leading the same thrilling dietary life as ever.
En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.
- In the most thrilling moment, everyone looked very tense.