Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
- I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim.
- I like shopping in used-book stores and in used-clothing shops.
Orada alışveriş yaparak para tasarruf ettin mi?
- Did you save money by shopping there?
Tom günü gezi için alışveriş yaparak geçirdi.
- Tom spent the day shopping for the trip.
New York'ta Fifth Avenue'da alışveriş yapmak istiyorum.
- I'd like to do shopping on Fifth Avenue in New York.
Alışveriş yapmaya gitmeliyim, bir saat içinde döneceğim.
- I have to go shopping; I'll be back in an hour.
Nerede biraz alışveriş yapabilirim?
- Where can I do some shopping?
Dün alışveriş yapmaya gitmedi, değil mi?
- She didn't go shopping yesterday, did she?