present participle of shine

listen to the pronunciation of present participle of shine
English - Turkish

Definition of present participle of shine in English Turkish dictionary

shining
{s} parlayan

Çocuk parlayan gözlerle konuştu. - The child talked with his eyes shining.

Biz gökyüzünde parlayan ilk yıldızı gördük. - We saw the first star shining in the sky.

shining
{s} ışıltılı
shining
{s} ışıldayan

Işıldayan gözleriyle beni dinliyordu. - He was listening to me with his eyes shining.

shining
nurani
shining
mücella
shining
parıltılı
shining
parlak

Tom parlak zırhlı bir şövalye gibi beni kurtarmaya geldi. - Tom came to my rescue, like a knight in shining armor.

Bu gece ay parlak bir şekilde parlıyor. - The moon is shining brightly tonight.

shining
{f} parla

Biz gökyüzünde parlayan ilk yıldızı gördük. - We saw the first star shining in the sky.

O aktris şirketteki parlayan yıldızdır. - That actress is the shining star in the company.

shining
{s} ışık saçan
shining
parlayarak
shining
(isim) ışıltı, ışıldama, parlama
shining
{s} olağanüstü
shining
{i} ışıltı
shining
{s} ışıl ışıl

Ay ışıl ışıl parlıyordu. - The moon was shining brightly.

Güneş ışıl ışıl parlıyor. - The sun is shining brightly.

shining
{i} ışıldama
shining
parlat/parla
shining
shiningly ışıldayarak
English - English
shining
present participle of shine
Favorites