English - Turkish
Definition of present participle of scold in English Turkish dictionary
- scolding
- azar
Tom Mary'yi azarlıyor.
-Tom is scolding Mary.
Anne atı azarlıyor mu?
-Is Mother scolding the horse?
- scolding
- {i} azarlama
Geç kaldığı için canım onu azarlamak istemedi.
-I didn't feel like scolding her for being late.
O geç kaldığında canım onu azarlamak istedi ama dilimi tuttum.
-When she was late, I felt like scolding her, but I held my tongue.
- scolding
- {i} fırça
- scolding
- {i} paylama
- scolding
- azarlayarak
- scolding
- papara
- scolding
- zılgıt
- scolding
- çıkış
- scolding
- {i} azarlayan
- scolding
- {f} azarla
Geç kaldığı için canım onu azarlamak istemedi.
-I didn't feel like scolding her for being late.
O geç kaldığında canım onu azarlamak istedi ama dilimi tuttum.
-When she was late, I felt like scolding her, but I held my tongue.
Related Terms
English - English
Definition of present participle of scold in English English dictionary
- scolding
present participle of scold
Hyphenation
pres·ent par·ti·ci·ple of scoldPronunciation
Resimler
Favorites